26 Aralık 2010 Pazar

YUNAN KARA KUVVETLERİ KOMUTANI’NIN PATRİKHANE’YE ZİYARETİNİN ARDINDAN


9 Aralık 2010 Perşembe, günü, resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gelen, Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Frangos Frangoulis; Rum Patriği Barholomeos’u ziyaret etti. Rum Patrikhanesi’ne çok sık yapılan yabancı ve Yunanlı ziyaretlerinin arasında böyle bir ziyaret bizi çok fazla ilgilendirmeyebilirdi. Ancak bu ziyaretten bir gün sonra daha alt rütbeli dört subayın daha Bartholomeos’a ziyarette bulunması biraz dikkatleri çekti. Çünkü bu Korgeneral’in geçmişi ile çok kısa bir süre evvel Ermenistan’a yaptığı ziyaretteki tavrı da çok önemliydi. 

Şimdi bir sene evvel bu komutanın göreve gelmesi ile başlayan sürece bir göz atalım.

Geçtiğimiz senenin Ağustos ayının başında, Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’ndeki emeklilik ve terfi geleneğine uyulmayarak “İki yılını tamamladı” şeklinde bir gerekçeyle “Şahin”  lâkaplı Genelkurmay Başkanı Dimitrios Grapsas’ın emekliye sevk edilmesi büyük tepki yaratmış, Savunma Bakanı Evangelos Meimarakis; “Bazı Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye’de de kuvvet komutanlarının değişikliklerini bu dönemde yapıyor. Biz de bu duruma uyum sağlamak istedik.” demişti.

Bunun üzerine; “Komutanları Türkiye Değiştirtti Krizi” Yunan medyasında uzun süre yer buldu. Zira Genelkurmay Başkanı Grapsas’ın emekliliğinin arkasında, 1000 Yunanlı komandonun, Ege’deki küçük adalara sevk edildiklerine ilişkin bir haberin sızdırılmasının yattığı iddiası ortaya atılmıştı. Bir Yunan Haber sitesi olan “Zougla” ise; komandolarla ilgili Türkiye ve ABD’nin üst üste girişimlerde bulunduklarını iddia etmiş ”Şahin” komutanların değişmesini dış güçlere bağlamış, göreve gelen komutanların “Diyalog yanlısı” komutanlar arasından atandığında ısrar etmişti. Aşırı milliyetçi “Laos Partisi” sözcüsü ise daha da ileri giderek yaptığı basın açıklamasında “Yunan Komutanlar Türkiye istediği için değiştirildi.”  söyleminde ısrarcı olmuştu.” 

Savunma ve Dışişleri Konseyi (KYSEA) tarafından emekliye sevk edilen Dimitrios Vulgaris'in yerine “Kara Kuvvetleri Komutanlığı”na, “Askeri İstihbarat Dairesi Komutanlığı”ndan getirilen Korgeneral Frangos Frangoulis; İngilizce, Rusçadan başka iyi düzeyde Türkçe de biliyor. Batı Trakyalı, Gümülcineli bir aileden olan Frangoulis; bir dönem de “Yunan Askeri Ataşesi” olarak Ankara'da görev yapmıştır. Birtakım kaynaklardan atandığı dönemde, Frangoulis için “Düşük profilli, ılımlı ve esnek" benzetmesi yapılsa da Askeri İstihbarat Dairesi Komutanlığı yaptığı dönemde kendisine orduda takılan lakap; “Örümcek General"dir. Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanlığı; tarihinde ilk kez olarak Türkçe bilen bir komutana teslim edilmiştir. Bu “teslim etme” ifadesi de o tarihteki Yunan basınının söylemleridir. Zira burada “teslim etme” tanımı yerine “emanet etme” tanımı daha doğru bir tespit olmalıdır.

Bu komutan şüphesiz ki –kendileri açısından- taşıdığı rütbeye uygun bir askeri gelenekten yola çıkarak rütbelerini ve görevlerini almıştır. Biz bu konuda herhangi bir komplo teorisi üretmeyeceğiz. Fakat şu hususa dikkat çekilmelidir ki komutanın geçmişi –yine onlara göre- son derece mükemmeldir ve –kendi açılarından- bu göreve fevkalade uygundur. Peki, neden göreve geldiğinde bunu “Türkiye istedi” şeklinde bir yaygara koptu? Türkiye istihbaratçı kariyeri bu kadar yüksek olan bir komutanı neden Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı olmasını istesin?

Türkiye; savaş alanında kazandığını masa başında veren olarak tanımlanan bir ülkedir. Yunanistan ise; 100 yıl içinde 3 savaş kaybedip, topraklarını 3 katına çıkarmış Dünya’daki tek ülkedir. Bu aslında takdir edilmesi de gereken bir konudur. Özünde ise “Bizans Entrikaları”ndaki sahip olduğu gelenekten gelen bir kabiliyet olsa gerektir.

Bu bağlamda 12 Adaların Yunanistan’a devredilmesini de anımsayalım. O zaman adaları –bize göre- “düşman” olan İtalya’ya vermektense “bari Yunanistan alsın” diye yaygara koparanlar; tarihteki yerlerinde maalesef duruyorlar. 

Bu günde aynı zihniyette olanlar; 

Turist gelecek, para akacak” diye, 

Büyükada Yetimhanesi ne güzel Çevre Enstitüsü olacak” diye, 

Heybeliada Ruhban Okulu açılırsa ne güzel olur” diye,

 “Patrikhane’nin Ekümenik olmasının kime ne zararı var” diye, 

Çığlık çığlığa bağırıyorlar! Şimdi böyle yaygara eden “kalömşerler” ve “akademitörler” acaba 12 Ada; 1947’de resmen “Yunan toprağı” olurken “Ne güzel bravo! İyi ki adalar Yunan oldu bak düşman İtalya komşumuz olmadı” diye bağıranların “genlerinden” olmasınlar? 

Türkiye ile “sınırdaş”  Yunanistan’la tarihsel geçmişte; bu kadar kan, bu kadar zulüm varken, sınırdaş olmayan bir İtalya’nın bir dönem başındaki faşist liderin döneminde olan ihtilaflarını bu kadar büyüterek esas tehlike olan adaların “Yunan”a devrini nasıl da “sempatikleştirmişlerdi”. Belirtelim ki burada İtalya’nın da savunmasını yapmıyoruz. Fakat adaların devredilmesinin şu anda Yunanistan’ın tam yanı başımızda nasıl bir askeri yığınak yapma olanağı sağladığı da göz önündedir.

Şimdi; resmi bir görevle ve iki günlük ziyaret için Türkiye’ye gelen ve bu arada Rum Patrikhanesi’ne de ziyarette bulunan; Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Frangos Frangoulis’in, 24 Ağustos 2010’da gerçekleştirdiği Ermenistan ziyaretini biraz irdeleyelim.
Ermeni Haber Ajansı” ziyaretten evvel verdiği haberinde; “Ermenistan ve Yunanistan istihbarat alanında işbirliği yapacaklar.” demişti.

Bu ziyaret ile ilgili Ermeni Haber Ajansı’nın haberlerinden bazı satır başları şöyledir:
Ermenistan Genel Kurmay Başkanı Yuri Haçaturov; Ermenistan’a çalışma ziyaretinde bulunan Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Frangos Frangoulis başkanlığındaki heyeti kabul etti.

Ermenistan Savunma bakanlığından yapılan açıklamaya göre, buluşmada Genelkurmay Başkanı Haçaturov, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin yapısına, gerçekleştirilen reformlara, bölgesel askeri-siyasi duruma ilişkin özet bilgi verdi.

Ermenistan Genelkurmay Başkanı ikili askeri işbirliğine ilişkin olarak, Yunanistan’ın Ermenistan’ın stratejik ortaklarından biri olduğunu; iki ülke askeri ve askeri-siyasi bağlarının yüksek düzeyde olduğunu kaydetti.

Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı başkanlığındaki heyet, Ermenistan Savunma Bakanı Seyran Ohanyan tarafından kabul edildi. Görüşmede Ohanyan iki ülkenin eğitim, askeri sağlık, istihbarat ve barış misyonu alanlarına işbirliğinin önemli olduğunu belirtti.

Avrupa’ya yakınlaşma siyasetinde Yunanistan Ermenistan’ın önde gelen partnerlerinden biri. Bu anlamda işbirliğinin geliştirilmesi; Ermenistan için askeri-siyasi olduğu gibi kültürel ve diğer alanlarda da stratejik önem taşımakta. Ayrıca Yunanistan’la ilişkiler NATO’yla işbirliği çerçevesinde de Ermenistan için önemli.

Yunan heyeti, ziyaret çerçevesinde Ermenistan Savunma bakanlığı Özel Müfrezesi’ni de ziyaret ettiler ve gösteri amaçlı tatbikatlarını izlediler.

Aşağıda tam sıfatını ve web adresini verdiğimiz; “Ermeni Soykırım Müzesi Enstitüsü”nden alınan bilgi ise şöyledir:

The Ermenian Genocide Museum Institude” (National Academy of Sciences of The Republic Of Armenia
 
 “24 Ağustos 2010’te, iki günlük bir ziyaret için Ermenistan’da bulunan Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Frangos Frangoulis; “Tsitsernakaberd Anıtı Ermeni Soykırımı Kompleksi”ni ziyaret etti. Soykırım kurbanları anıtına çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu ve anı defterini imzaladıktan sonra Ermeni Soykırımı Müzesi’ni gezdi.”

Türkiye’nin tam iki ucundan, iki ülke! Biri Batımızda Yunanistan, diğeri Doğumuzda Ermenistan... Sınırdaş olmayan iki ülke ve aralarında Askeri ve istihbarat alanları da dâhil olmak üzere anlaşmalar tesis ediyorlar. Yukarıdaki Ermeni Haber Ajansı verilerine dikkat edelim!

Bu kadar yazıyı bir açıdan, gerçekten son derece önemli bir ittifakı gözler önüne sermek için yazdık. 

Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Frangos Frangoulis ve yanındaki heyet 9 Aralık 2010 Perşembe günü,

Yunanlı subaylar; Nikolaos Galeos , Demokritos Zervakis, Dimitrios Bonoras, Christos Vaitsis ise 10 Aralık Cuma günü, Rum Patrikhanesi’ni resmi kıyafetleri ile ziyaret ettiler.


Burada yazılanların hiç biri de sır değil ve gözler önünde. İstihbaratçı kökenli ve Türkçe de bilen bir komutanın “komşu”nun Kara Kuvvetleri’nin başına geçmesinden bize ne?

Komşu”nun, bir yandan bize “iyi komşuluk” göstermeye çalışırken, bu kadar üst düzey bir komutanının askeri kıyafetiyle;  Ermeni Soykırım Anıtı’nı ziyaret etmesi ile ABD’de oylanmaya çalışılan (sözde) “Ermeni Soykırımı” yasası arasında Türkiye’ye “husumet” duyma açısından farkı var mı?

Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Frangos Frangoulis ve ardından içlerinde istihbarat subayları da olan Yunanlı subayların  “resmi kıyafetleri” ile kendi ırkından olan ve kendisini “Dînî Liderimiz” olarak gördükleri “Patrik Bartholomeos”un elini öpmeye gitmiş olmalarından bize ne?

Bu; kendimize yönelttiğimiz sorular bitmez! 

Tarih boyunca var olan “yandaşları”n geninden olup da halen Ruhban Okulu ve Ekümeniklik ile “sahte” olan dostluğa, “var” olan dostluk gözüyle bakanlara şu önemli soruyu sormamız lazım:

Yüksek rütbeli askeri yetkililerimiz, aynı şekilde askeri giysileriyle ve ardı ardına iki gün, Batı Trakya’da Müftülüklere ziyaretler yapsalar, bir ordu komutanımız da gitse ve Müftüye komutanlığın bir plâketini verse; başta Yunan Basını olmak üzere Yunanistan’da ne tepkiler olur?